Fiziki
Durumları
O
gün, mü'min erkekler ile mü'min kadınları, nurları önlerinde ve sağlarında
koşarken görürsün. "Bugün sizin müjdeniz, içinde ebedi kalıcılar
(olduğunuz), altından ırmaklar akan cennetlerdir." İşte 'büyük kurtuluş ve
mutluluk' budur. (Hadid Suresi, 12)
Din gününün
korkusuna karşılık büyük bir güven içinde olan müminlerin yüzleri bekledikleri
karşılığı almanın güveni ve sevinci ile nurludur; onlar mutluluk içindedirler.
(Abese Suresi, 39) Kuran'da müminler ile kafirlerin yüz ifadeleri arasındaki
fark şu şekilde anlatılmaktadır:
Güzellik
yapanlara daha güzeli ve fazlası vardır. Onların yüzlerini ne bir karartı
sarar, ne bir zillet, işte onlar cennetin halkıdırlar; orada süresiz
kalacaklardır. Kötülükler kazanmış olanlar ise; her bir kötülüğün karşılığı,
kendi misliyledir. Bunları bir zillet sarıp kaplar. Onları Allah'tan
(kurtaracak) hiçbir koruyucu yok. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin
parçalarına bürünmüş gibidir. İşte bunlar ateşin halkıdırlar; orada süresiz kalacaklardır.
(Yunus Suresi, 26-27)
İnkarcılar ise
iman edenlere yalvarmaktadırlar. Dünya hayatında mücadele halinde oldukları
müminlerin nurlarından istemektedirler. Bu nurun anlamı bir aydınlık, güven ve
bir sevinçtir. Sadece cenneti hak eden insanlar üzerinde var olan bu nurdan,
inkarcılar ne kadar isteseler de faydalanamayacaklardır. Bu nurun kaynağı
dünyada yapılan iyi işler olduğundan, arkalarında hiçbir salih davranışı
olmayan inkarcının buna sahip olması imkansızdır. Bu yüzden müminler tarafından
onlara "Dünyaya dönün de bir nur arayıp bulmaya çalışın" cevabı
verilir. Konu ile ilgili olarak Kuran'da geçen ayet şu şekildedir:
O
gün, münafık erkekler ile münafık kadınlar, iman edenlere derler ki: " (Ne
olur) Bize bir bakın, sizin nurunuzdan birazcık alıp-yararlanalım."
Onlara: "Arkanıza (dünyaya) dönün de bir nur arayıp-bulmaya çalışın"
denilir. Derken aralarında kapısı olan bir sur çekilmiştir; onun iç yanında
rahmet, dış yanında o yönden azab vardır. (Hadid Suresi, 13)
Müminler,
dünyada Allah rızası için gösterdikleri çabaların karşılığını almışlardır. Bu
çabadan dolayı da hoşnutturlar. (Gaşiye Suresi, 9) Allah kendilerine tüm
yaptıklarının en güzeliyle karşılık vermiştir. Zaten beklentileri ve umut
ettikleri de budur. Bundan dolayı Allah'a şükrederler. "Bize olan va'dinde
sadık kalan ve bizi bu yere mirasçı kılan Allah'a hamd olsun ki, cennetten
dilediğimiz yerde konaklayabiliriz" (Zümer Suresi, 74) derler.
Müminlerin
Alacağı Karşılık
İnkar
edenlere dünya hayatı çekici kılındı (süslendi). Onlar, iman edenlerden
kimileriyle alay ederler. Oysa korkup sakınanlar, kıyamet günü onların
üstündedir. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir. (Bakara Suresi, 212)
Ayette de
görüldüğü gibi görmedikleri halde Rabbimiz'den yana korku içinde olan ve
kıyamet saatini içleri titreyerek bekleyen müminler o gün Allah'ın koruması
altında olacaklardır. Müminlerin din gününde güvenlik içinde olacaklarını
müjdeleyen bir diğer ayet şu şekildedir:
...
O gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir.
Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki: "Rabbimiz
nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."
(Tahrim Suresi, 8)
İnkar edenler
benzeri görülmemiş bir aşağılanma içindeyken, müminler din gününde hiçbir korku
yaşamazlar. Allah'ın kendilerine vaat ettiğine kavuşmanın sevinç ve neşesi
içindedirler. Sağ ellerinden defterlerini alıp, huzur içinde cennete sevk
edilecekleri anı beklerler. Allah onlara dünyada ve ahirette hiçbir nimeti
yasaklamamış, tam tersine sonsuz nimetlerle cevap vermiş, canlarını güzellikle
almış ve din gününde de onları korumuştur. Araf Suresi'nin 32. ayetinde
Allah'ın tüm nimetleri müminlere bahşettiği şöyle bildirilir:
De
ki: "Allah'ın kulları için çıkardığı ziyneti ve temiz rızıkları kim haram
kılmıştır?" De ki: "Bunlar, dünya hayatında iman edenler içindir,
kıyamet günü ise yalnızca onlarındır." Bilen bir topluluk için ayetleri
böyle birer birer açıklarız. (Araf Suresi, 32)
Hesap anı bitip
ateşi çılgınca kızıştırılmış olan cehennem kendilerine gösterildikten sonra
müminler cennete sevk olunurlar:
Rablerinden
korkup-sakınanlar da, cennete bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya
geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cennetin) bekçileri dedi ki:
"Selam üzerinizde olsun, hoş ve temiz geldiniz. Ebedi kalıcılar olarak ona
girin." (Zümer Suresi, 73)
Kuran'da
müminlerin sonsuz ahiret hayatında alacakları mükafatlar ayrıntılı olarak
anlatılmaktadır. Tur Suresi'nde ebedi yurdun nimetleri şöyle sayılmaktadır:
Hiç
şüphesiz muttakiler, cennetlerde ve nimet içindedirler; Rablerinin
verdikleriyle 'sevinçli ve mutludurlar'. Rableri, kendilerini 'çılgınca yanan
cehennemin' azabından korumuştur. Yaptıklarınızdan dolayı afiyetle yiyin ve
için." Özenle dizilmiş tahtlar üzerinde yaslanmışlardır. Ve Biz onları
iri-ceylan gözlü hurilerle evlendirmişiz. İman edenler ve soyları kendilerini
imanda izleyenler; Biz onların soylarını da kendilerine katıp-ekledik. Onların
amellerinden hiçbir şeyi eksiltmedik. Her kişi kendi kazandığına karşılık bir
rehindir. Onlara, istek duyup-arzuladıkları meyvelerden ve etten bol bol
verdik. Orada bir kadeh kapışır-çekişirler ki, onda ne 'boş ve saçma bir söz',
ne günaha sokma yoktur. Kendileri için (hizmet eden) civanlar, etrafında dönüp
dolaşırlar; sanki (her biri) 'sedefte saklı inci gibi tertemiz, pırıl pırıl.'
Kimi kimine dönüp sorarlar Dediler ki: Biz doğrusu daha önce, ailemiz (yakın
akrabalarımız) içinde endişe edip-korkardık. Şimdi Allah, bize lütufta bulundu
ve 'hücrelere kadar işleyen kavurucu' azabdan korudu. Şüphesiz, biz bundan önce
O'na dua (kulluk) ederdik. Gerçekten O, iyiliği bol, esirgemesi çok olanın ta
Kendisidir. (Tur Suresi, 17-28)
Комментариев нет:
Отправить комментарий