Uzayın karanlık
ve soğuk ortamına karşılık, Dünyamızın aydınlanması ve canlıların
yaşayabileceği ortalama bir sıcaklığın mevcut olmasında en büyük etmenlerden
birisi atmosferdir. Dünyamızı koruyan bir tavan olarak tanımlanan atmosferde
ısı ve ışığın yayılma özelliği vardır. Kapkaranlık bir yoldan geçerek Dünyamıza
ulaşan güneş ışıklarının yeryüzünü aydınlatması ve ısıtması atmosferin taşıdığı
bu özellik sayesindedir. Ancak kıyamet günü geldiğinde var olan herşey gibi gök
de çatlayıp yarılacak ve tüm işlevlerini kaybederek, Kuran'da belirtildiği gibi
eriyerek akacaktır. Kuran'da Tekvir Suresi'nin ilk ayetinde kıyamet gününden
bahsederken, "Güneş, köreltildiği zaman" ifadesi kullanılmaktadır. Bu
ifadeden güneş ışığının Dünya'ya artık hiçbir fayda sağlamayacağı anlaşılır.
Kıyamet günü
Dünya'ya aydınlık veren Güneş ve Ay teker teker kararacaktır. O gün, Dünya'ya
ışık gelmemesinin tek sebebi atmosferin yok olması değildir. Çünkü Kuran'da
bildirildiği gibi o gün yalnızca gökler, yer ve ikisi arasında olanların yok
olduğu bir gün değildir. Tüm evrenin yok oluş günüdür. Tegabün Suresi'nin ilk
ayetlerinde de belirtildiği gibi Allah herşeyi mükemmel ve eksiksiz olarak
yaratan ve her dilediğini dilediği anda gerçekleştirmeye güç yetirendir.
Milyarlarca galaksiyi ve her galakside bulunan milyarlarca yıldızı bünyesinde
barındıran evreni O yaratmıştır ve dilediği zaman da bir "ol" demesiyle
yok edecek olan da Allah'tır.
Evrenin
genişliğini insan aklının, tam ve gerçekçi olarak kavraması mümkün değildir.
Ama birkaç rakamla bu gizemli Dünya'nın büyüklüğünü yaklaşık olarak anlamaya
çalışabiliriz. Güneş Samanyolu'nu oluşturan 200-250 milyar yıldızdan biridir.
Dünya'dan 325.500 defa büyük olmasına rağmen, evrendeki küçük yıldızlardan biri
sayılmaktadır. Çapı 125 bin ışık yılı olan Samanyolu'nun merkezine 30 bin ışık
yılı uzaklıktadır. Bu arada 1 ışık yılı yaklaşık olarak 9.460.800.000.000 km'dir.
Dünya ise kendi etrafında saatte 1670 km. hızla dönen, 6 katrilyar ton
ağırlığında bir kütledir. Güneş saatte 72.000 km. hızla hareket eder, Samanyolu
kendi ekseni etrafında saatte 900.000 km. hızla döner. Ancak kıyamet günü bu
akıllara durgunluk veren kainat, Allah'ın dilemesi ile yerle bir olacak,
büyüklüğü tarif dahi edilemeyen yıldızlar Kuran'da ifade edildiği gibi
"örtülüp-silinecek", yok olacaklardır.
Evrenin her
noktası Allah'ın varlığının, büyüklüğünün ve gücünün ayrı birer delilidir.
Ancak O'nun dileğiyle, O'nun dilediği süre boyunca, O'nun izni ile var
olmuşlardır. Bu dengeyi yaratan ve koruyan Allah, bütün bunları elbette
dilediği şekilde yok etmeye de kadirdir. Evrenin ölümü, var oluşunda olduğu
gibi ancak O'nun izniyle, O'nun takdir ettiği şekilde gerçekleşecektir. O gün
insanların dünya hayatları boyunca azametine hayran kaldıkları herşey parça
parça edilecektir. Tüm gezegenler, yıldızlar, Güneş ve Ay yörüngelerinden
çıkacak, yıldızlar dökülecek, gökcisimleri birer birer ölecektir.
Kuran'da o gün
Ay'ın yarılacağı, kararıp çatlayacağı şöyle bildirilir:
Saat
(kıyamet vakti) yakınlaştı ve Ay yarıldı. (Kamer Suresi, 1)
Ayette de
belirtildiği gibi o gün artık kaçacak bir yer yoktur. Dünya hayatı boyunca,
kendisine Allah'tan başka dost ve yardımcı arayan insanlar da artık yönelip,
dönülecek gerçek dost ve yardımcının yalnızca Allah olduğunu anlamışlardır. O
gün insanların hep erişilmez, görkemli ve gizemli gördükleri yıldızların da
ölüm günüdür. Her biri nizam ve denge ile döndükleri yörüngelerinden çıkarak,
dağılıp, yayılacaklardır:
Yıldızlar,
dağılıp-yayıldığı zaman. (İnfitar Suresi, 2)
Bilindiği gibi
Güneş her saniye enerji üreten bir yıldızdır. Uzaydaki diğer yıldızların ise
birçoğu ondan kat kat büyük ve sahip olduğu enerjiden çok daha yüksek enerjiye
sahiptirler. Oysa kıyamet günü geldiğinde artık hepsi güçlerini yitirirler,
bulanıklaşıp, dökülürler. Kuran'da kıyamet gününde yıldızların durumu şu
şekilde anlatılır:
Yıldızlar,
bulanıklaşıp-döküldüğü zaman (Tekvir Suresi, 2)
Yıldızlar
'örtülüp (ışıkları) silindiği' zaman (Mürselat Suresi, 8)
O gün binlerce
yıldır ışık saçan Dünya'nın hayat ve enerji kaynağı olan Güneş ve gökyüzünü
süsleyen yıldızlar kararır. Herkes bir kez daha, o zamana kadar onları
yörüngelerinde tutanın ve ışık vermelerini sağlayanın, yıldızların da gerçek
sahibi olan Allah olduğunu ve o ana kadar sadece O'nun izniyle var olduklarını
anlar.
İnkar edenler o
gün Allah'tan hiçbir yardım görmezler. Yardım görebilecekleri başka herhangi
bir güç de yoktur. Teknolojinin çok ilerlemesi ve bu sayede evrenin uzak bir
köşesine gitmek dahi mümkün olsa, insanlar için artık hiçbir şey
değişmeyecektir. Azap insanları orada da bulacaktır. Çünkü kıyamet bütün evreni
kaplamıştır. Yalnızca üzerinde bir zamanlar güven içinde yürüdüğü yeryüzü
değil, erişilmez sandığı uzak yıldızlar dahi Allah'ın emrine boyun eğmişler,
yok olmuşlardır. İnsanların o günkü çaresizliği Kuran'da şöyle anlatılır:
Ay
karardığı, Güneş ve Ay birleştirildiği zaman; İnsan o gün: 'Kaçış nereye?' der.
Hayır, sığınacak herhangi bir yer yok. O gün, 'sonunda varılıp karar kılınacak
yer (müstakar)' yalnızca Rabbinin Katıdır. İnsana o gün, önceden takdim
ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir. (Kıyamet Suresi, 8-13)
Комментариев нет:
Отправить комментарий